“La’bu Balkan göçmenleri size ne etti?” diye sorasım geliyor. Kimseye bir zararları olmasa da bir türlü beğendiremediler kendilerini. “Ezik” diyen mi dersin, “nehrin öte yakasından gelenler” diyerek, yeterince yerli olmadıkları imasında bulunan mı istersin, adamlara durduk yere laf çarpılıp duruyor. Hayır, kabaca bakıldığında Marmara Bölgesi, ya da hadi Rumeli diyelim, tamamen göçmen zaten. Gerçi Türkiye’de -özellikle savaşlar sebebiyle- yer değiştirmemiş kim kaldı ki? Burada Çamçukur diye bir köy var mesela, mahalle yaptılardı sanırsam, taa 93’ Harbi’nde Ruslardan kaçıp gelmiş Lazlardan müteşekkil. Yani sen oradan geldin, ben buradan gittim muhabbetinin bir anlamı yok. Savaşlar, mübadeleler, işsizlik ve kentleşme derken yer değiştirmeyen kalmadı neredeyse.
İnsanlar zorluklar yaşamış ki kitleler hâlinde yollara düşmüş -zevkinden değil. Mümin Dedem Bulgaristan’dan tek başına gelmiş mesela. 13-14 yaşında. Elinde bir tane sopa: “Yolda sataşan olursa kendimi korurum” düşüncesi. Babası askere gidince bir daha dönmemiş. Muhtemelen ölmüş bir muharebe esnasında. Akıbeti belirsiz yani. Annesi (büyük-büyük annem) Kütahya’dan birisiyle evlenmiş. Kopmuş irtibatları. O da çocuk başına gelmiş işte. Önce Keşan’da durmuş, sonra Yalova’ya gelmiş. “Keşanlı Mümin” derlermiş bu yüzden. Bulgaristan'da insanların Türkçe konuştuğu köyler var hâlâ.
“Nehrin öte yanından gelmişsin hâlâ konuşuyorsun” demişti bir milletvekili, nereli olduğunu tam olarak hatırlamadığım ama Marmara Bölgesi’nden bir milletvekili için. Kafa yapısına bak... Hayır, tarihe bakan, azıcık tarihe ilgi duyan bir insan bu ayrımlara zaten gitmez. Osmanlı-Osmanlı-Osmanlı deyip duruyorsun, e Osmanlı dediğin zaten bir Balkan imparatorluğuydu kardeşim. Başkentleri Bursa, Edirne, İstanbul. Hep Batı’da. Bakmayın oryantalistlere. "Ortadoğu" dediğimiz İngiliz icadı bir sözcük. Osmanlı deyince de akıllarına Suudi Arabistan, Umman ve hatta Afganistan filan gelir. Yok yahu, Arap coğrafyasının Osmanlı’ya katılması çok sonra. Sanıyorum Yavuz Sultan Selim dönemi. Yoksa hem kuruluş hem de yönetim merkezi itibariyle Osmanlı zaten Batı’da, Avrupa’nın dibindeydi.
Önümüzdeki yıllarda Türkiye’yi karış karış gezmek istiyorum. Anadolu, özellikle Erzurum, Sivas filan, Selçuklu mirasını taşıyan şehirlerdir asıl. Osmanlı için daha ziyade Batı’ya bakacaksın, Doğu’daysa daha çok Selçuklu izleri olduğu söylenir. Çok istiyorum gezmeyi... Neyse. Dağıtmayayım. Diyeceğim o ki, Balkan göçmeni deyince akıllara Türkiye’yle hiçbir bağı olmayan insanlar geliyorsa o akıllarda sorun var.
Bu insanları Arjantin’den, Çin'den veya Norveç'ten gelmiş, Türkiye’nin geçmişiyle hiçbir ilgisi olmayan kimseler zannediyorlar herhalde. Anlamak güç.