"Türkiye tatiller ülkesi" -şu söz de ezbere döndü. Tatil karşıtı insanları anlamakta zorlanıyorum. Herhalde 7/24 hiç nefes almadan çalışsak, Türkiye’deki tüm tatiller ve izinler iptal edilse, hatta Pazar günleri de çalışsak sanıyorlar ki herkes zengin olur, tüm sorunlar çözülür ve daha mutlu oluruz. Oysa ekonomik kalkınmayla tatil yapmamanın hiçbir ilgisi yok.
Dünya’nın en zengin şirketlerinin, Google, Apple, Facebook vb. yerlerin çalışma ortamlarının gayet rahat olduğunu öğrendim. Yeri geliyor içinden gelerek işyerinde sabahlıyormuş çalışanlar, yeri geliyor atlayıp tesisteki havuzda yüzerek stres atıyor, yeri geliyor işten erken çıkıyorlarmış. 7/24 çalışmanın, dinlenmemenin, daha doğrusu çok çalışmanın verimlilik getireceği düşüncesini kim ortaya attıysa yanılıyor. Çok çalışırsın ama buradan çok verimli olacağın anlamı çıkmaz.
Kaldı ki, hadi tamam, tüm tatilleri iptal edelim. Resmî ve dinî bayramları kaldıralım yürürlükten. Yeni bir yasa çıkartsın meclis ve yıllık izinlerle haftasonu tatilleri bile kaldırılsın. Peki, yapalım hadi.
Sonuç ekonomik çöküntü olur. İlk iş konaklama sektörü çöker. Piyasada otel kalmaz. Hizmet sektörü çalışanlarının büyük çoğunluğu işsiz kalır. Ulaşım sektörü, otobüs firmaları filan zaten batar. Restoranları, dinlenme tesislerini ve eğlence mekânlarını saymıyorum bile.
Tatil de bir ekonomi yaratıyor yani. Tatil dediğimiz şey toplam ekonomiye kayda değer bir katkı sağlıyor. Çarkın dişlilerinden biri.