Sovyetler çöktü çökmesine ama bazı uygulamaları yer yer devam ediyor. Komünalka dedikleri, büyükçe bir daireyi birden fazla aile ya da bireyin paylaşmasına dayanan uygulama St. Petersburg’da hâlâ sürüyormuş. Muhtemelen başka şehirlerde de vardır. Diyelim ki bir evin beş odası varsa, her odada, birbiriyle kan bağı olmayan aileler veya bireyler kalıyor. Mutfak ve banyo ise ortak kullanım alanları.
Yorum: Fazlaca vahşi bir duygu olabilir ama bazen ekonominin daha daha kötüye gidiyor oluşundan memnuniyet duyduğum oluyor. Sebebine gelince ülkem insanını kişilikli ve uygar olmaya ancak böyle mecburiyetlerle sürükleyebiliriz gibi geldiği için.15-20 sene önce falan sabahın köründe duraklarda yaşlı kadınlar görürdüm. Pek çoğu vakti zamanında kocalarının "Ben karımı çalıştırmam" deyip eve sakladığı hayatlarının uzun bölümünde çalışma hayatı tanımamış kadınlardı.Çok kızardım o zamanlar o kocalara.Bu kadınlar en enerjik zamanda çalıştırılmayıp parasızlık diz boyu olunca ev temizliğinden çocuk bakımına kadar fevkalade zor işlere o yaşlarda katlanmak zorunda kalıyorlardı.İnsanları tanımaya devam ettikçe aynı kadınların imkanları olsa kızlarını da aynı kocaları gibi eve saklayacaklarını farkettim. Eve saklanan kadının kişiliğini geliştirmesi hepimizin takdiridir ki zordur. İmkansız demiyorum ama zordur. Ve biz kadınlar çalışarak daha özgür olduk. Bize öğretilen gerçeklerin dışındaki gerçeklerin farkındalığına dışarıda olarak varabildik. Ekonomi zorlaştıkça insanların/ailelerin de evleri ortak kullanacağını,gider ortaklığı yapacaklarını sanıyorum. Bizler kabul edelim ki birlikte yaşama kültürüne erişmiş toplum değiliz. Bu zorluklar bize birlikte yaşamayı,ortak alan paylaşma kültürünü de öğretecek.(Gibi geliyor yani.)
Yanıt: Kendi adıma, ekonominin kötüye gidişi beni çok da sarsmıyor. Tek olduğum için gelir gider dengemi kurmam zor olmuyor. Çoluğu çocuğu olanın işi zor. Yalnız avronun dört buçuk liraya ulaşmış olması cidden kötü. Bana "İtalya'yı gezmelisin, harika ülke" diyen oluyor. Almayayım diyorum. Avro böyle olduğu sürece İtalya mitalya istemem :)
Yazdıklarınıza katılıyorum. Tam da bu anlattıklarınız yüzünden kentleşme kaçınılmaz, göç kaçınılmaz, sekülerleşme kaçınılmaz, bireysel hak ve hürriyetlerin önem kazanması kaçınılmaz, hatta belki abarttığımı düşüneceksiniz ama saygılı ve mesafeli olmak gibi tutumların yaygınlaşması bile kaçınılmaz. Sıkış tıkış bir arada, pahalı bir hayatı paylaşıyoruz kentlerde. Bu işin sonu mecburen medenileşmek olacak :) Bir ara bu konuyu detaylandırmak lazım.