Sınavdan çıkan arkadaşlara geçmiş olsun. Bu konudaki hassasiyetinizi anlıyorum ama “on iki yıllık bilgimizi yüz otuzbeş dakikada ölçüyorlar” gibi yakınmalarınıza hak vermiyorum. Sınav elbette insanlığınızı ve kişiliğinizi ölçmez; ama akademik becerilerinizi pekâlâ ölçebilir. Çoktan seçmeli soru tipi en nesnel soru tipidir, bilirsiniz. Açık uçlu sorular, üniversite sınavı gibi yüzbinlerce, hatta bir-iki milyon kişinin girdiği sınavlarda pek uygun değildir. En azından değerlendirenlere yüzde yüz güven sağlanmadan o risklere girilmez.
KPSS’de matematik öğretmeni adayları “neden tarih sorusu çözüyorum?” diye yakınır, mesela bir coğrafya öğretmeni adayı ise “bana ne diye edebiyat sorusu soruluyor ki!” serzenişinde bulunurdu. Sonra ne mi oldu? Alan sınavı geldi. Gözünüz aydın! Artık tarihçiye tarih sorusu sorulacaktı. Peki önceki genel kültür sınavı kaldırıldı mı? Hayır. Yani işler daha da zorlaşmış oldu. Üstelik mülakat da getirildi.
Ben, bazılarınızın üniversite sınavından, sorulardan ve süreden yakınan, “kral mı köle mi olacağımızı yüz otuzbeş dakikada belirliyorlar” gibi abartılı ve basite indirgeyen sitemlerine hak vermiyorum. Türkiye şartlarında, bu gibi şikayetlerin sonu mülakata varır. Mülakat getirildiğinde hiç torpil dönmeyeceğinin, yüksek mevkilerdeki tanıdıklara ulaşmanızın gerekmeyeceğinin, birilerinin himayesine ihtiyaç duymayacağınızın bir garantisi var mı? Mülakat, açık uçlu soru, niyet mektubu vs. gelirse, bugünün şartlarında, her şeyin tamamen tarafsız ve nesnellikle yapılacağına inanıyor musunuz?
Benim başım matematikle hep dertteydi. Yine de, mühendislik okumak istiyorsam, torpil aramak, araya birilerini sokmak filan yerine oturup matematik sorusu çözmeyi tercih ederim. Bir de her şey için “bu bilgiler günlük hayatta ne işe yarayacak ki?” diye sormazdım şahsen. Ona bakarsanız hayatta yaptığımız pek az şey somut olarak işe yarıyor. İzlediğimiz filmlerden, dizilerden tutun dinlediğiniz müziklere kadar. Hayatta her şeye “işe yararlılık” ölçüsüyle bakmamak lazım bence.
Eleştirilebilecek yerleri, tek tek hatalı soruları olabilir; ama üniversite sınavının, bilenle bilmeyeni, akademik becerisi üst düzey olanla olmayanı ayırabildiğine inanıyorum. Nesnel, tarafsız, güvenilir bir yöntem. İleride daha güveniliri geliştirilirse sözüm yok; ama şu anki şartlarda en iyisi bu.
Umarım herkes dilediği bölüme girer. Başarılar.