Türkiye’de kitaplar cidden pahalı mı? Bence ucuz. Hem de bayağı bi’ucuz. Onca emek, düşünme, okuma, not tutma, yazma, gözden geçirme ve düzeltme süreci için çok ucuz. Üstelik çeviri bir eserden söz ediyorsak işin içine çeviriden kaynaklı, fazlasıyla yoğun bir emek daha giriyor. Onca emek için o kitaplar resmen bedava.
Çeviri yapmayı hiçbir zaman sevmedim. Az çok yapabildiğim hâlde, şu zamana kadar yaptığım çevirilerin tamamı dört-beş makaleyi geçmez. Çünkü ÇOK ZOR. Metnin hakkını vereyim, anlam kayması olmasın, hata yapmayayım diye uğraşırken bazen bir paragraf bile bitmek bilmiyor. Yirmi sayfalık bir makale benim için üst sınır. Yüz elli sayfalık, iki yüz elli sayfalık kitapları çevirmek mi? Kâbus arkadaşlar. Bildiğin kâ-bus... Hele söz konusu kitap edebî veya felsefî bir metinse hayatta yapmam, yapamam. Bir dili bilmek başka, o dilden çeviri yapmak başka. Okuduğunu anlamakla, anladığını hedef dile aktarmak farklı şeyler. Bu yüzden çevirmenlere saygım sonsuz. Aylarca uğraş vererek çevirdiğin kitabın tanesi on beş liraya satılacak da içinden komisyon alarak geçimini sağlayacaksın. “Çok pahalı ya!” tepkisine maruz kalman da cabası.
Çevirmenlik Türkiye’de idealizmin zirvesi, özverinin, adanmışlığın doruk noktası bence. Adam Badiou çeviriyor, Kripke çeviriyor, veya beş yüz baskıyı zor tüketecek, Türkiye’de tanınmayan bir yazarın son derece ağır bir metnini çeviriyor mesela. Şaka gibi. Saygı duyuyorum hakikaten -zira beni aşar.
Kitap fiyatları tek bahaneyse halk kütüphaneleri orada duruyor. En son girdiğim bir ilçe kütüphanesinde -özellikle edebiyat alanında- yok yoktu. Calvino'lar, Proust'lar, Tezer Özlü'ler ve Kundera'lar. İlçe kütüphanelerini hiç küçümsememek lazım. Marx'ın Kapital'ini bile gördüm yahu.
Bir kitaplığım olsun isterdim eskiden. Başkalarında görünce çok özenir, aldığım kitapları mülk edinmişçesine benimserdim. Evde içi dolu bir kitaplığım olmalıydı. Dekor olarak da hoşuma gidiyor açıkçası. Yıllar geçtikçe evdeki kitaplıklar doldu taştı. "Dekor" tamamlanalı beri kitap biriktirmenin benim için bir önemi kalmadı. Bu konuda tercihler kişiden kişiye değişir. Kendi adıma, bir daha okumayacağımız kitapları başkalarına vermemizin daha doğru olduğunu düşünüyorum bir süredir. On üç, on beş sene önce okuyup o gün bugündür elimi sürmediğim kitaplar var. Duruyor öyle.
Bence Türkiye’de kırmızı et, bal, kaju, fındık içi, badem filan pahalı. Kitap değil.
Aslı T*nca'nın Yorumu: Bu paylasim icin eski bir tercuman olarak size tesekkur ediyorum. Ulkemizde uzmanliga saygi kavrami yok maalesef. Her dil biliyorum diyen ben de ceviririm ne var ki onda diyebiliyor. E hadi gir kabine su diplomatin konusmasini canli yayinda simultane cevir bakalim veya Celine'in Gecenin Sonuna Yolculuk eserinin 10 sayfacigini bir cevir bize gorelim dedigimizde apisip kaliyorlar. Youtube'dan izleyip beyin ameliyati yapamiyoruz iste. Her isin bir erbabi var. Nitelikli hizmetin veya ozel yetenegin hakkinin manevi maddi odenmesi gerekiyor. Gelelim ceviri olmayan, anadilimizde yazilmis kitaplara. Kitap derken gercek edebi degeri olan , belki 4-5 yilda yazilabilen ozel kitaplari kastediyorum. Bu tur bir kitabin yazimi boyunca yazarlar yurtdisi seyahatler ediyor, binlerce dolarlik arastirmalar, anketler, roportajlar yapiyor. Kalkip uzakdogulara gidip ozel arsivleri actiriyorlar vb. Tum bunlar yazara DEVASA bir tutara mal oluyor. O sure zarfinda yazar hep EKSI BAKIYEDE. Cogu nitelikli yazar zararini / o 4-5 yillik maliyetleri 15. / 20 baskida ancak kurtariyor. Hayatini telif duzeyleriyle surdurmesi olanaksiz buyuk cogunlugunun. Iste halkimiz , bu sekilde yazilmis bir kitabi dahi 10 liraya satin almanin planlarini yapan, entelektuel emegin karsiligini odemeden ola ola ancak " entel" olabilen bir halk ( nitelikli ve yazarlara saygili okurlari tenzih ederim) Sigaraya ayda 300 TL odeyen, asgari ucretle son model akilli telefon alan ve " kitaplar cik pihili" diye yakinan bir cogunlukla 1 milim ilerlemek olanaksiz.
R*mazan Pa*mak*ız'ın Yorumu: Tamer hocam bilgi ureten emek harcayan yazara para tevsik ediciligi acisindan kazandirilmali ancak kitaplarda ucuz degil simdi. Hayir sigara icsem 2 paket almaz kitap alirdim ama o da yok : ))
Yanıtım: Kitap satış sitelerinde %25 ila %40 indirimler hep var. Kütüphaneler var. E-kitap okuyucu alırsan (mesela 700 liraya filan, ki bir akıllı telefon fiyatından ucuz) içine telif sorunu olmaksızın dilediğin kadar klasik eser yükleyebilirsin. Pahalı kitaplar da var. Hacimli olanlar mesela. Diyelim ki Dan Brown'ın kalın kalın romanları. Onları ben olsam bir arkadaşla alırdım. Cehennem'i ben alırdım, Origin'i arkadaşım. Sonra aramızda değişirdik mesela.
Arkasındaki emek çok büyük Asl* T*nca'nın dediği gibi. Bazı kitaplar ortaya çıkana kadar verilen emek ve yapılan masraf o kadar çok ki, gidip de 15 liraya, hatta indirim mindirim derken 8-10 liraya o ürüne kavuşmak inan ki bedava sayılır. Benim düşüncelerim bu yönde.